Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde ve diğer hadis kitaplarında rivâyet olunduğuna göre Allah Elçisi: "İnsanoğlu, midesinden daha kötü hiçbir kabı doldurmamıştır. Halbuki onlara belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterli olur. Mutlaka midesini dolduracaksa, üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe ve üçte birini de nefes alması için ayırsın."[1] buyurmuştur. Hastalıklar iki çeşittir: Birincisi maddî hastalıklardır: Bedende birçok türü olan ve tabiî hareketlere bile zarar veren hastalıklardır. Hastalıkların bir çoğu bu türdendir. Sebebi ise, daha ilk yemek hazmedilmeden vücuda yeni yemekler doldurulması, ihtiyaçtan fazla miktarda, faydası az, hazmı zor gıdaların alınması, çeşitli terkiplerde karışık gıdaların çokça alınmasıdır. İnsan bu tür gıdalarla karnını doldurur ve bunu alışkanlık haline getirirse çeşitli hastalıkların meydana gelmesine neden olur. Örneğin bu durumda hastalık süratle gelmesine rağmen, iyileşmesi geç olur. Alınan gıdada orta yolu tutar, gerekli miktarı alırsa -nicelik ve niteliğinde orta yolu tutarsa- vücut, fazla miktarda alınan gıdanın verdiği faydadan daha çok fayda sağlamış olur. Gıda üç türlü alınır: 1) Zaruret/ihtiyaç ölçüsünde, 2) Yeterli ölçüde ve 3) Fazla ölçüde. Hz. Peygamber, kişiye belini doğrultacak, kuvvetinden düşürmeyecek ve zafiyet vermeyecek şekilde birkaç lokmanın yeterli olduğunu; daha fazla yemek zorunda kaldığı durumda, midesinin üçte birini yemekle, üçte birini suyla, son üçte birini de nefesle doldurmasını bildirmiştir. Bu şekilde yemek, hem vücuda hem de kalbe en faydalı olan şekildir. Zira bedeni fazla gıda değil, ancak kapasitesi kadar alınan gıda kuvvetlendirir. [1] Tirmizî, "Zühd", 47; İbn Hanbel, IV, 132.
التفاصيل
Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde ve diğer hadis kitaplarında rivâyet olunduğuna göre Allah Elçisi: "İnsanoğlu, midesinden daha kötü hiçbir kabı doldurmamıştır. Halbuki onlara belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterli olur. Mutlaka midesini dolduracaksa, üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe ve üçte birini de nefes alması için ayırsın."[1] buyurmuştur. Hastalıklar iki çeşittir: Birincisi maddî hastalıklardır: Bedende birçok türü olan ve tabiî hareketlere bile zarar veren hastalıklardır. Hastalıkların bir çoğu bu türdendir. Sebebi ise, daha ilk yemek hazmedilmeden vücuda yeni yemekler doldurulması, ihtiyaçtan fazla miktarda, faydası az, hazmı zor gıdaların alınması, çeşitli terkiplerde karışık gıdaların çokça alınmasıdır. İnsan bu tür gıdalarla karnını doldurur ve bunu alışkanlık haline getirirse çeşitli hastalıkların meydana gelmesine neden olur. Örneğin bu durumda hastalık süratle gelmesine rağmen, iyileşmesi geç olur. Alınan gıdada orta yolu tutar, gerekli miktarı alırsa -nicelik ve niteliğinde orta yolu tutarsa- vücut, fazla miktarda alınan gıdanın verdiği faydadan daha çok fayda sağlamış olur. Gıda üç türlü alınır: 1) Zaruret/ihtiyaç ölçüsünde, 2) Yeterli ölçüde ve 3) Fazla ölçüde. Hz. Peygamber, kişiye belini doğrultacak, kuvvetinden düşürmeyecek ve zafiyet vermeyecek şekilde birkaç lokmanın yeterli olduğunu; daha fazla yemek zorunda kaldığı durumda, midesinin üçte birini yemekle, üçte birini suyla, son üçte birini de nefesle doldurmasını bildirmiştir. Bu şekilde yemek, hem vücuda hem de kalbe en faydalı olan şekildir. Zira bedeni fazla gıda değil, ancak kapasitesi kadar alınan gıda kuvvetlendirir. [1] Tirmizî, "Zühd", 47; İbn Hanbel, IV, 132.