المقيت
كلمة (المُقيت) في اللغة اسم فاعل من الفعل (أقاتَ) ومضارعه...
Übey İbn Kâ’b -radıyallahu anh-’tan merfû olarak rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Ensar'dan bir adam vardı. Evi mescide ondan daha uzak olan bir kimse bilmiyorum. Buna rağmen hiçbir namazı kaçırmıyordu. Kendisine: Keşke bir merkep satın alsan! Karanlık ve sıcak günlerde ona binerdin? denildi. Adam: Evimin mescide yakın olması beni sevindirmez. Ben mescide gelip giderken attığım her adıma sevap yazılmasını istiyorum, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: «Allah Teâlâ bunların hepsinin sevabını senin için bir araya topladı.» buyurdu.
Eğer insan mescitlere sevabını Allah Teâlâ’dan umarak gidip, gelirse, bu amelinden dolayı sevap kazanır. Yazarın –Allah ona rahmet etsin- burada zikrettiği evi mescide uzak olan bir adamın kıssasıdır. Bu adam, uzak mesafeden mescide gelirdi. Mescide giderken ve ondan dönerken ecrini de yalnızca Allah’tan beklerdi. Bazı insanlar ona dediler ki: Keşke bir merkep satın alsan! Karanlık ve sıcak günlerde ona binerdin. Yatsı ve sabah namazında gece karanlık olduğunda, aşırı derecede sıcak olduğu günlerde. Özellikle de Hicaz’ın havası kesinlikle çok sıcaktır. Ensar’dan olan o sahabi –radıyallahu anh- evimin mescidin yanında olması beni mutlu etmez, dedi. O evinin mescide uzak olmasından dolayı mutluydu. Mescide yürüyerek gelip yürüyerek gidiyor ve evinin mescide yakın olması onu sevindirmiyordu. Çünkü eğer evi yakın olsaydı, ona o adımlardan sevap yazılmazdı. Mescide giderken ve gelirken ecrini yalnızca Allah -Azze ve Celle-’den bekleyerek bunu yaptığını beyan etti. Ve Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- ona: «Allah Teâlâ bunların hepsinin sevabını senin için bir araya topladı.» buyurdu. Manası: Allah Teâlâ sana gidiş ve dönüşünle istediğin sevabı yazdı bu arzunu gerçekleştirdi. Başka bir lafızda «Sana, karşılığını sadece Allah'tan istediğin şey('in sevabı) vardır.» ifadesi yer almaktadır.