الإله
(الإله) اسمٌ من أسماء الله تعالى؛ يعني استحقاقَه جل وعلا...
Nûn, kaleme ve (onunla) yazdıklarına yemin olsun.
Doğrusu Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi en iyi bilendir, hidayete erenleri de en iyi bilen O'dur.
Onlar ister ki, sen müsamaha gösterip, yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman: "Eskilerin masalları" der.
Biz onları, sabahleyin meyvelerini toplamaya yemin eden bahçe sahiplerini denediğimiz gibi denedik.
Onlar uyurken, Rabbin tarafından bir kuşatıcı (ateş) bahçeyi sarıverdi.
Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın!
Sakın bugün hiçbir yoksul oraya yanınıza girmesin, diyerek.
(Zanlarınca yoksulları) Engellemeye güç yetirenler olarak erkenden gittiler.
Onların en insaflı olanı: "Ben size (Allah’ı) tesbih etmemiz gerekmez mi, dememiş miydim?" dedi.
Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) zulmedenlerdenmişiz dediler.
Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Biz, ancak Rabbimizden dilemekteyiz.
İşte azap böyledir. Ahiret azabı daha büyüktür. Bilmiş olsalardı.
Şüphesiz takva sahipleri için Rableri katında Naim Cennetleri vardır
Müslüman olanlarla suçluları (kâfirleri) bir tutar mıyız?
Yoksa sizin bir kitabınız var da oradan mı ders alıyorsunuz?
Onda, “Beğendiğiniz her şey sizindir” (diye mi yazılı?).
Yoksa “Neye hükmederseniz o yerine getirilir” diye kıyamete kadar geçerli olacak, size verilmiş yeminler/sözler mi var?
Yoksa ortakları mı var onların? Sözlerinde doğru iseler, hadi getirsinler ortaklarını!
O gün incik açılır ve secdeye davet edilirler; fakat güç getiremezler.
Gözleri yere yıkılmış, yüzlerini zillet bürümüştür. Oysa onlar, sağ salim iken secdeye çağrılmışlardı.
Bu sözü yalan sayanları bana bırak! Onları bilmedikleri bir yerden yavaş yavaş azaba yaklaştıracağız.
Onlara mühlet veriyorum Çünkü benim tuzağım çok sağlamdır.
Yoksa, onlardan bir ücret istiyorsun da ağır bir borç altındalar mı?
Yoksa gayb onların yanında da, onlar mı yazıyorlar?
Rabbinin hükmünü sabırla bekle Balık sahibi /Yunus gibi olma Hani O, dertli bir sesle Rabbine seslenmişti.
Rabbinden ona bir nimet erişmiş olmasaydı, kınanmış olarak çıplak bir karaya atılacaktı.
Rabbi O’nu seçti ve salih kimselerden kıldı.
Kâfir olanlar, zikri işittiklerinde seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi: O, kesinlikle delidir, diyorlardı.
Oysa o (Kur’an) alemlere bir uyarı/öğütten başka bir şey değildir.