العالم
كلمة (عالم) في اللغة اسم فاعل من الفعل (عَلِمَ يَعلَمُ) والعلم...
Ve şöyle dedi: Bu sadece öğretile gelen bir sihirdir.
Biz kendilerine kitap verilenler kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin imanları artsın, kendilerine kitap verilenler ile iman edenler şüpheye kapılmasın, kalplerinde bir hastalık olanlar ile küfre sapanlar da, “Allah, bu örnekle (on dokuz sayısı ile) neyi anlatmak istedi?” desin diye o ateşin koruyucularını, meleklerden başkasını kılmadık ve onların sayısını da kâfirler için yalnızca bir fitne/imtihan yaptık. Allah, dilediğini işte böyle saptırır, dilediğine de hidayet eder. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilemez. Bu, insanlar için bir öğütten başka bir şey değildir.
Sizden ileri gitmek ya da geri kalmak isteyen kimseler için (uyarıcıdır).
Artık şefaatçilerin şefaati onlara bir yarar sağlamaz.
Öyleyse, onlara ne oluyor da uyarıdan yüz çeviriyorlar?
Belki de onların her biri (gökten inip) önlerine açılmış bir sahife verilmesini istiyorlar.
Allah dilemedikçe öğüt almazlar. Kendisinden korkulmaya layık olan O’dur, bağış sahibi O’dur