الغني
كلمة (غَنِيّ) في اللغة صفة مشبهة على وزن (فعيل) من الفعل (غَنِيَ...
Dua eden biri, inecek azap hakkında dua ederek, (onu) istedi.
Melekler ve Ruh (Cebrail) süresi elli bin yıl olan bir günde ona yükselirler.
Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, fidye olarak vermek ister
Ve yeryüzünde bulunan herkesi (fidye olarak vermek ister) ki kendini kurtarabilsin.
Ancak eşlerine ve sahip oldukları cariyelerine karşı müstesna. Çünkü onlar kınanmaz.
Bundan ötesini arayanlar, işte onlar haddi aşmış olanlardır.
Onlar, emanetlerine ve sözlerine riayet ederler
Onlar, şahitliklerini doğru olarak yerine getirirler.
(Ey Rasûl!) O kâfirlere ne oluyor ki, sana doğru koşuyorlar?
Sağdan soldan, bölük bölük gruplar halinde (oturup, seninle konuşuyorlar).
Yoksa onların her biri nimet Cennetlerine mi girdirileceğini ümit ediyor?
Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki gücümüz yeter.
Şüphesiz bizim onların yerine daha iyilerini getirmeye... Bizim önümüze de geçilemez.
Bırak onları, kendilerine söz verilen gün gelinceye kadar dalıp, oynasınlar!
O gün onlar, (dünyada) ilahlara/putlara koştukları gibi kabirlerinden koşarak çıkarlar.
Gözleri yere yıkılmış, (yüzlerini) zillet bürümüş İşte bu, onlara söz verilen gündür!