التكوير

تفسير سورة التكوير

الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة

Türkçe

الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة

ترجمة معاني القرآن الكريم للغة التركية ترجمها فريق مركز رواد الترجمة بالتعاون مع موقع دار الأسلام www.islamhouse.com.

﴿بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ﴾

Güneş dürüldüğü zaman.

﴿وَإِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ﴾

Yıldızlar, saçılıp dağıldığı zaman.

﴿وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ﴾

Dağlar yürütüldüğü zaman.

﴿وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ﴾

Gebe develer başıboş bırakıldığı zaman.

﴿وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ﴾

Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman.

﴿وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ﴾

Denizler tutuşturulduğu zaman.

﴿وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ﴾

Nefisler/kişiler (benzerleriyle) birleştirildiği zaman.

﴿وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ﴾

Diri diri (toprağa) gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman.

﴿بِأَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْ﴾

"Hangi günâhtan dolayı öldürüldü?" (diye).

﴿وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ﴾

Sahifeler (amel defterleri) açıldığı zaman.

﴿وَإِذَا السَّمَاءُ كُشِطَتْ﴾

Gök, sıyrılıp ayrıldığı zaman.

﴿وَإِذَا الْجَحِيمُ سُعِّرَتْ﴾

Cehennem alevlendirildiği zaman.

﴿وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ﴾

Ve Cennet yaklaştırıldığı zaman.

﴿عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا أَحْضَرَتْ﴾

Her nefis önceden ne hazırladığını bilecektir.

﴿فَلَا أُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ﴾

Hayır! Yemin ederim gizlenen (yıldızlara).

﴿الْجَوَارِ الْكُنَّسِ﴾

O akıp akıp yörüngesinde giden ve gizlenenlere.

﴿وَاللَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ﴾

Karardığında geceye.

﴿وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ﴾

Aydınlanmaya başladığında sabaha.

﴿إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ﴾

Şüphesiz o, çok değerli bir elçinin sözüdür.

﴿ذِي قُوَّةٍ عِنْدَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ﴾

Kuvvet sahibi; Arşın sahibinin katında itibarlı (bir elçinin).

﴿مُطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ﴾

Kendine itaat edilen, üstelik güvenilir.

﴿وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍ﴾

Arkadaşınız bir mecnun değildir.

﴿وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ﴾

Onu (Cebrail'i) ufukta apaçık görmüştür.

﴿وَمَا هُوَ عَلَى الْغَيْبِ بِضَنِينٍ﴾

O, gayp hakkında cimri değildir.

﴿وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ﴾

O, kovulmuş Şeytan'ın sözü de değildir.

﴿فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ﴾

Öyleyse nereye gidiyorsunuz?

﴿إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ﴾

O, yalnızca bütün âlemler için bir öğüttür.

﴿لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَسْتَقِيمَ﴾

Sizden dosdoğru olmak isteyenler için.

﴿وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ﴾

Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz de dileyemezsiniz.

الترجمات والتفاسير لهذه السورة: