الرب
كلمة (الرب) في اللغة تعود إلى معنى التربية وهي الإنشاء...
Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri peşinden gönderilenlere;
ve peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuştur).
(Rasûlüm!) Hüküm gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin! (O gün insanlar amellerine göre Cennet yahut Cehennem'e sevkedilirler)
O gün (Peygamber'i ve ahireti) yalan sayanların vay haline!
(Ey insanlar!) Biz sizi dayanıksız bir sudan yaratmadık mı?
Yeryüzünde haşmetli dağlar yarattık, sizlere tatlı sular içirdik.
(İnkarcılara o gün şöyle denilir:) yalan sayageldiğiniz azaba doğru gidin!
Onlara izin de verilmez ki (sözde) mazeretlerini beyan etsinler.
(O zaman şöyle denir:) Bu, ayırım günüdür. Sizi ve sizden öncekileri bir araya getirdik.
(Azaptan kurtulmanız için) bir hileniz varsa, gösterin bana hilenizi!
Şüphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında,
canlarının çektiğinden çeşit çeşit meyveler (arasında olacaklardır.)
(Kendilerine:) «İşlediklerinizin karşılığı olarak şimdi âfîyetle yiyin için» (denir).
(Ey inkârcılar!) yiyiniz, (dünyadan) faydalanınız biraz! Gerçek şu ki, sizler suçlusunuz!
Onlar, kendilerine: «Allah'ın huzurunda eğilin!» denildiği vakit eğilmezler.
Onlar artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar?