الودود
كلمة (الودود) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فَعول) من الودّ وهو...
Yemin olsun, ardı ardına gönderilenlere.
Peygamberlere ümmetleri hakkında şahitlik vakitleri bildirildiği zaman.
Orada yüksek dağlar yaratıp size tatlı su içirmedik mi?
Yalanlamış olduğunuza (azaba) doğru yürüyün bakalım!
Bu, ayırma (hüküm) günüdür. Sizi ve evvelkileri bir araya toplarız.
Şüphesiz ki takva sahipleri, gölgelerde pınar başlarındadır.
Yaptığınız ameller sebebi ile afiyetle yiyin, için.
Yiyin ve biraz yararlanın; muhakkak ki siz günahkârlarsınız.
Onlara; “Rükû edin!” denildiği zaman rükû etmezlerdi.
Onlar bundan (Kur'an'dan) sonra artık hangi söze iman edecekler?